Türkçe - ქართული
Ana Sayfa - İletişim
 
 

  Gürcüler Kimdir?

  Gürcüce Öğrenelim

  Türkiye'de Anadil Öğrenimi

  Türkiye'de Gürcü Sanatı

  Kitaplık

  Gürcistan

  Gürcistan’ın Sorunlu Bölgeleri

  Tarih

  Görüş - Düşünce - Makale

  Kültür

  Apkhazeti Tarihi

 
   Dünya Kültürel Mirasının Bir Parçası: Gürcü Alfabesi*

Bilindiği üzere, UNESCO  (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü) 2003 Yılında Dünya manevi kültürünü koruma anlaşmalarını faaliyete geçirme kararı aldı. Gürcüstan bu anlaşmalara 2008 Yılında dahil oldu ve kendi sınırları içinde var olan manevi kültürel mirasları tespit etmeye, tanımlamaya ve hukuki bir çerçeve oluşturup korumaya başladı.

Anlaşmaya göre, manevi kültürel miras Gürcüstan sınırları dahilinde yer alan çeşitli Gürcü ve diğer tüm etnik gruplarının kültürel miraslarının aşağıdaki kısımları olarak belirlenmiştir:

  • maddi kültür mirasının lokomotifi olan dil dahil olmak üzere sözlü edebiyat gelenekleri ve yansımaları
  • el sanatları
  • toplumsal pratikler: gelenek-görenekler, alışkanlıklar, bayramlar
  • doğa ve evrenle ilişkili bilgi ve gelenek-görenekler
  • Zanaat alan ve teknikleri

Yine bilindiği üzere, manevi kültür mirası etnik (yerel toplumsal gruplar ve bireyler), etno-kültürel ve sosyo-kültürel geleneklerde yansır ve belirleyici özellikleri bu alanlarda kendini ortaya koyar.

Kültür Bakanlığının ilgili bölümü (Ulusal Kültürel Mirasları Koruma Ajansı) 2011 yılından bu yana manevi kültürel mirasın araştırılması ve korunması yönünde çalışmalarını sürdürüyor. Ajans çalışanı Bayan Maka Taktakişvili bu alanda önemli bir işi gerçekleştirmekte. Malzeme toplama işinde yer alan uzmanların (etnologlar, kültür uzmanları) yanısıra, diğer Gürcüstan vatandaşları da kendi bölgelerindeki Gürcü manevi kültür mirası anıtlarını belirleyip, bunların önem ve tarihçelerini uzmanlarla aktif bir işbirliği içinde bizlere sunmaktalar. An itibariyle, binden fazla manevi kültür anıtı belirlenmiş ve onaylanmıştır. Bunların bir bölümüne milli anıt statüsü verildi. Bunların birkaç tanesini sayalım: Dambalhajo, Svan mutfağı, Svan şapkasının hazırlanışı ve kullanış geleneği… v.b.

Gürcü milli manevi kültürünün iki öğesine Dünya Kültür Mirası Anıtı statüsü verilmiştir. Bunlar: Gürcü çoksesliliği ve küp içinde şarap kurma geleneği.

İçinde bulunduğumuz yıl, Ulusal Kültürel Mirası Koruma Ajansı ve ilgili uzmanlardan oluşmuş grup (İakop Gogebaşvili Derneği) manevi kültür mirası anıtı olarak Gürcü Alfabesi’ne dair malzeme sundu. Konu, Ulusal Kültür Mirasını Koruma Ajansı ve derneğin inisiyatifi temelinde hazırlanarak sunuldu. Daha sonra Gürcüstan Kültür ve Anıtlar Bakanı Miheil Giorgadze’nin teklifi ve Gürcüstan hükümetinin kararıyla “Gürcü Alfabesinin üç türünden oluşan yaşayan kültüre” Ulusal Anıt statüsü verildi.

Bundan sonra, ulusal anıt statüsü ve insani önem taşıyan Gürcü Alfabesinin kendi üç türüyle birlikte UNESCO tarafından dünya manevi mirası anıtı olarak korunmaya alınmasının gerekliliği konusu gündeme geldi. Gürcüstan Cumhuriyeti “Gürcü Alfabesi’nin üç türünden oluşan yaşayan kültürünün” UNESCO Dünya Manevi Mirası adaylığına resmen sunulmasına karar verdi.

 

Gürcü Alfabesi tarihi olarak, milattan önce dördüncü-üçüncü yüzyıllarda, Kral Parnavaz zamanında oluştu ve Gürcüstan’ın resmi yazı dili oldu.

Reel bulgulara sadece milattan sonraki yıllara ait olanlarda ulaşabildik. Zamanımıza kadar korunabilen belgelere göre Gürcü Alfabesinin en eski türü Asomtavrulidir. Onun en eski örneğine, 5. y.y.’ın 30’lu yıllarıyla tarihlendirilen, Filistin Gürcü Manastırı’ndaki epigrafik yazılarda rastlıyoruz. O tarihten IX. yüzyıla kadar, tüm Gürcü yazılı anıtları, yazıtları ve elyazmaları Asomtavruli (öncül harfler) ile yazılmıştır.

Gürcü alfabesi ve yazını anavatan Gürcistan’ın tüm tarihsel-etnografik bölgelerini kapsıyordu ve bugün de öyledir. Birçok tarihsel yazılı belge özellikle Abkhazeti, Svaneti ve Samegrelo’da korunmuştur. Aynı şekilde bugünkü Artvin bölgesindeki kilise-manastır kompleksleri yeniçağa kadar ünlü aydınlanma merkezleri idiler.

Eski Gürcü Alfabesi olan Asomtavruli, yuvarlağımsı formdadır, iki çizgi arasında yazılmakta ve 37 harften oluşmaktadır. Günümüze dek anıtsal alfabe özelliğini ve fonksiyonunu korumasına neden olan eski Gürcü manastırlarında ve fresklerinde bulunan yazılar Asomtavruli ile yazılmıştır.

    

 

Bir sonraki alfabe olan Nushuri, çizgileri, şekil çeşitleri ve harflerin birbirine bağlanma tekniği açısından farklıdır. Nushuri 38 harften oluşmakta ve dört çizgi arasına yazılmaktadır. Onun en eski örneği Atina’daki Siyon’da bulunan 835 yılına ait yazıttır.

 

      

Üçüncü alfabe olan Mhedruli dört çizgi arası sistemiyle yazılan, yuvarlağımsı hatlarda yazıdır ve Nushuri’den farklı olarak 33 harften oluşmaktadır. Bunlardan 5’i sesli 28’i sessiz harftir.

   

Mhedruli Alfabesi başından beri dünyevi (dini olmayan) bir fonksiyona sahipti. Bu alfabeyi genellikle  askerler kullanıyordu ve bu nedenle de adına Mhedruli (Askeri) dediler. Nushuri’yi ise Asomtavruli ile beraber kilise kullanmaya devam etti ve bu alfabeye de Hutsuri adı verildi. Mhedruli’nin oluşmasıyla diğer iki alfabe yok olmadığı gibi, üç alfabenin var olması geleneğinin temeli de oluşmuş oldu.

XIX. yüzyılın 60-70’li yıllarında İlia Çavçavadze’nin inisiyatifiyle eski ჱ, ჲ, ჳ, ჴ, ჵ Harfleri kullanımdan kaldırıldı.  Bunlardan ჲ ve ჴ harfleri halen günümüz Türkiye’sindeki Gürcüler arasında kullanılmaktadır. „თიჴა (tikha)“, „ჴარი (khari)“, „ჴელი (kheli)“, „ქვაბაჲ (kvabay)“, „ჴევაჲ (kheviy)“ ve başka kelimeleri buna örnek verebiliriz.

Hatırlamayı kolaylaştırmak için alfabenin her bir harfinin bir adı bulunmaktadır (an, ban, gan, don…). İlk iki harfin okunuşu alfabenin ismini vermektedir: An-ban-i.

Bilindiği gibi, Gürcüstan’ın oldukça büyük bir yazılı kültürü vardır. Gürcü yazı sistemi (alfabe) dünyadaki on dört yazı sisteminden biridir. Doğal olarak korunmasına dikkat ve özen göstermek gerekir çünkü Dünya kültür evrenini oluşturmasına katkı sağlamakta, Dünya kültürünün gelişmesini etkilemektedir.

Dünya kültür mirasının bir parçası olan “Gürcü Yazısı”na önem verdiğiniz için siz İnegöllülere teşekkür ederiz. Biz Gürcüler, Dünyanın neresinde olursak olalım, ister burada, ister Gürcüstan’da ister bir başka ülkede, kesintisiz bir şekilde Beşinci Yüzyıldan başlayıp Yirmibirinci Yüzyıl da dahil olmak üzere yüzyıllar boyunca evrensel boyutta sanatsal, tarihi, felsefi ve teolojik eserleri üreten alfabemizi ve anadilimizi korumalı ve kullanmalıyız. Gürcü Alfabesine Dünya Kültür Mirası statüsü verilmesi halinde artık Alfabemiz Dünya’nın da koruması altına girecektir.

Burada, İnegöl’de de büyük Gürcü kültürü oluşmaktaydı: Ahmet Melaşvili ve Vahtang Malakmadze çeşitli çalışmalarda bulundular. Yıl sonuna dek Vahtang Malakmadze'nin çalışmalarını ele alan bir monografi yayınlanacak ve Sizler, İnegöllü Gürcüler, Vahtang Malakmadze’nin bıraktığı o büyük kültür mirasıyla (orijinal şiirler, tarihi eserler, çeviriler, edebiyat araştırmaları) övünç duyacaksınız. Ahmet Melaşvili’nin hayatını anlatan bir monografi zaten var (yazarı tarih doktoru Giorgi Kalandia), ama Ahmet Melaşvili’nin arşiv malzemelerinin tematik sınıflandırılması ve yayınlanmış eserleri ve çevirilerinin yeniden yayınlanması gerekiyor.

  

 

Zengin yerel folklorun kaydedilmesi ve gelecek nesillere aktarılması bir zorunluluktur: horonlar, şarkılar, şiirler, atasözleri.  Örneğin, Ömer Faruk Demirtaş’ın ataları tarafından söylenen Gürcü folklorunun müthiş örneklerinden biri olan Gürcü manilerini, iki yıldan beri Tiflis’teki öğrencilerime Gürcü folklorunun önemli türlerinden biri olarak öğretmekteyim. Abdullah Tataroğlu beyin önderliğinin büyük önemi var.

Gürcü dilinde oluşturulan yerel Gürcü kültürü nesilden nesile aktarılmalı. Çünkü sadece Gürcüler için değil Türkiye Cumhuriyeti için de kültürel çok renkliliğe mükemmel bir örnektir.

Konferans organizatörlerine çok teşekkür ederim. Tüm devlet erkanına teşekkür ederim. Benim için özel bir yeri olan İnegöllülere ve katılan herkese teşekkür ederim. Hepinize beni dikkatle dinlediğiniz için teşekkür ederim.

 

Prof. Dr. Rozeta Guceciani

 

*İnegöl Kafkas Folklor ve Kültür Derneği’nin 18 Nisan 2015 Tarihinde “Deda Ena” günü münasebeti ile ikinci kez düzenlediği panelin sunumudur.

 

Gürcüceden çeviren: Giorgi İremadze ve Eka-Hacer Özkan İremadze








 

Copyright © 2013 Gurcu.org Ana Sayfa